DLH – Deutsche Luft Hansa

Birinci Dünya Savaşı sonrasında Versay anlaşması ile Almanya’nın  askeri gücünü sınırlamak amacı ile hava kuvvetleri yasaklandığı için ortaya çıkan irili ufaklı havacılık şirketleri arasından sivrilen Deutsche Aero Lloyd ve Junkers Luftverkehr 1926 yılı sonlarında devlet teşviği ile birleştirildi ve Deutsche Luft Hansa adlı havayolu şirketi ortaya çıkmış oldu. DLH 1928 yılında ülkemize hava postası taşımak için görüşmelere başladı ancak hava sahası konusunda duyarlı olan Türkiye görüşmeleri uzattı.

1929 yılında yaşanan büyük ekonomik kriz nedeni ile yolcu sayıları aazalınca, DLH yolcu yerine posta taşımanın daha karlı olacağı düşüncesi ile bütün uzun hatlar gibi Türkiye’ye de öncelik verdi ve Ekim ayında ülkemize bir deneme uçuşu gerçekleştirdi. O dönem bütün uzun mesafe deneme uçuşlarında DLH tarafından kullanılan Arado V1 model bir uçak ile üç pilot 11 saatlik uçuştan sonra Berlin’den İstanbul’a geldiler.

Bu uçuşlar sırasında Berlin’den İstanbul’a ve İstanbul’dan Berlin’e hava postası taşımasıda gerçekleştirildi, aşağıda koleksiyonumdan bu uçuşlar sırasında taşınmış iki adet kartı görebilirsiniz.

1930 yılı baharında posta idaremiz ve DLH arasında imzalanan protokol sonrasında Mayıs ayı başında DLH ülkemize hava postası taşımaya başladı, ancak teknik servisler için yer ayarlanamadığı için ay sonunda seferler durdu. İki ay sonra sözleşmelerin imzalanması ile Temmuz ayında düzenli DLH hava postası seferleri tekrar başladı.
Aşağıda solda 3 Mayıs, sağda ise 19 Temmuz 1930 tarihli gazetelerde hava postası seferlerinin başlaması ile ilgili haberler görülebilir. 3 Mayıs 1930 tarihli gazetede CIDNA tarafından gazeteciler için düzenlenen, zamanlaması ilginç olan, uçak ile İstanbul turu hakkında bir yazı bulunması dikkat çekici.
Yanda İsfila tarafından 1993 yılında düzenlenen ilk açık arttırmada satılan Albert Haskiya koleksiyonundan, ülkemizden gönderilmiş bir ilk uçuş zarfı.

1930 yılın sonbaharında ise DLH dönemin en büyük uçaklarından Junkers G38 ile Avrupa’nın çeşitli ülkelerine bir gösteri turu gerçekleştirdi, bu tur sırasında bir uçuşta İstanbul’a gerçekleştirildi, ancak G38 bozulduğu için ülkemizden uzunca bir süre ayrılamadı. Aşağıdaki gazetede G38 in ülkemize gelişi ile ilgili haber görülmektedir.
G38 in Avrupa turu sırasında bir hatıra damgası kullanılmıştır, aşağıda bu uçakta hatıra amacı ile damgalanmış bir kart görülmektedir.

Zeplin Hava Postaları :1928-1929

Aslında bir süvari generali olan Graf (türkçede daha çok kullandığımız şekli ile Kont) Zeppelin yirminci yüzyılın başında balonları geliştirerek,  dış kılıfı esnek olmayan, balonlardan daha aeorodinamik şekilli, istenilen yöne gidebilen ve kendi soyadı ile zeplin diye bilinen hava gemilerini keşfetti.

Kont Zeppelin göremese de geliştirdiği zeplin hava gemileri Birinci Dünya Savaşında askeri amaçlar ile kullanıldılar, bazı alman zeplinleri savaş sırasında ülkemize de geldiler.

Savaş sonrasında Versay Anlaşması ile getirilen kısıtlamalar almanların zeplin hava gemileri üzerindeki çalışmalarına bir süre ara vermelerine neden oldu. Sadece sivil amaçlar için kullanılmak üzere geliştirilen ve savaş tazminatı olarak Amerika Birleşik Devletleri donanmasına verilmek için Almanya’da üretilen LZ126 (Amerikan donanmasında ZR-3) zeplin hava gemisinin çok benzeri olarak 1928 yılında üretilen, “Graf Zeppelin” adı verilen LZ127 numaralı gemi dünyanın dört bir tarafına beş yüzden fazla seferde yüzbinlerce kilometre yolculuk yapmış, onbinlerce yolcu taşımış ve dünyanın kuşkusuz gelmiş geçmiş en başarılı hava gemisi olmuştur.
Ancak LZ127 ülkemizin hiçbir şehrine seferleri sırasında uğramamış veya ülkemiz toprakları üzerinde herhangi bir uçuş gerçekleştirmemiştir. Buna karşılık çeşitli seferlerinde LZ127 hava gemisinde taşınmış olan ve ülkemize gönderilen hava postası gönderileri bulunmaktadır. 1930 lu yıllarda Lufhansa ülkemiz ile hava postası taşıma anlaşması yaptıktan sonra, düzenli yapılan Güney Amerika zeplin seferleri için özel bağlantı uçuşlarıda gerçekleştirmiştir, böylece aerofilatelistler bu seferlerde taşınmış ülkemiz çıkışlı zeplin postası gönderileri üretebilmiştir.
LZ127 birkaç kısa deneme seferinden sonra ilk uzun yolculuğunu oldukça iddialı bir şekilde Atlantik ötesine, Amerika Birleşik Devletleri’ne gerçekleştirdi. Atlantik üzerinde bozulan LZ127 ilk yolculuğunda Titanik transatlantiğinin kaderini paylaşmaktan zor kurtuldu.
Koleksiyonumda bulunan LZ 127 zeplin postası ile taşınmış gönderilerden bazılarını paylaşmak istiyorum.

Aşağıda görülen zarf dönüş yolculuğu sırasında ABD’nin Pensilvanya eyaletinden uçakla zeplinin kalktığı New Jersey’e gelmiş, sonra LZ127 hava gemisi ile üç güne yaklaşan bir yolculuktan sonra (en yüksek hızı yaklaşık saatte iki yüz kilometreydi ve yolculuk yaklaşık 72 saat sürmekte idi) Atlantik Okyanusunu aşarak Almanya’ya ulaşmış,  yeni kurulan Lufthansa ülkemize hava postası taşımak için henüz izin alamadığından yolculuğunun son ayağında büyük olasılık ile CIDNA havayolları ile ülkemize uçmuş olmalı.

1929 yılı başında LZ127 bir Ortadoğu (Orientfahrt) seferi gerçekleştirmiştir, Mısır ve Filistin İngiliz yönetiminde oldukları için hiçbir iniş yapılmadan gerçekleştirilen bu sefere aerofilatelistler büyük ilgi göstermiş ve çok miktarda hava postası zeplin ile Filistine kadar gitmiş ve Almanya’ya geri gelmiş, daha sonra adreslerine ulaştırılmışlardır. Aşağıda bulunan alman hava postası antiye kartı Hicaz demiryolunun mimarlarından Meisner Paşaya gönderilmiş, kartta Ortadoğu seferinin özel kaşesi bulunuyor, kartın arkasında ise Haydarpaşa varış damgası var.
Alman aerofilatelistlerinden  çoğu gönderilerini ülkemiz filatelistlerinin duayeni olan Ali Nusret (daha sonra Pulhan) beye yollamışlar.
1929 Ortadoğu seferinde taşınan posta gönderilerinin sadece Almanya’dan değil çeşitli Avrupa ülkelerinden gönderildiğini görmekteyiz, Birinci Dünya Savaşı sonrası serbest şehir haline getirilen bağımsız Danzig’e ait  antiye kartı da bu seferde taşınmış ve daha sonra ülkemize gönderilmiş.

1929 yılı seferlerinden bir diğeri İspanya’nın Sevilla şehrine yapılmış olan Akdeniz (Mittelmeerfahrt)
seferidir. Aşağıda bulunan bu sefere ait özel kaşe uygulanmış zarf Almanya’dan İspanya’ya zeplin postası ile taşınmış, daha sonra ülkemize gönderilmiş. Zarfın arkasında Sevilla ve İstanbul damgaları bulunuyor.

 

Akdeniz seferi ile taşınan ve Ali Nusret beye gönderilen aşağıdaki zarf zeplin pulu ile hazırlanmış ve zeplinde bulunan postanede kullanılan özel zeplin damgası ile damgalanmış, arkasında ise Sevilla ve İstanbul damgaları var.

LZ 127 döneminde büyük ilgi uyandıran dünya çevresinde yaptığı Weltfahrt adlı seferde Sovyet Rusya üzerinden Japonya’ya, oradan ABD’ye gitmiş ve Almanya’ya dönerek turunu tamamlamıştır.

1929 sonbaharında ise LZ 127 Romanya (Balkanfahrt) seferini yaparak Bükreş’e gitmiştir, aşağıdaki zeplin postası zarfı Almanya’dan Romanya’ya Zeplin ile uçtuktan sonra, İstanbul’a CIDNA havayolu ile uçmuş, sonra tren ile Ankara’ya kadar gitmiş olmalı. Zarfın ön yüzünde Bükreş hava postası varış damgası, arkasında İstanbul ve Ankara damgaları görülmektedir.

AEI – Türk Pul Eseleri

Koleksiyonumda bulunan ve burada paylaştığım foto eselerin, Cumhuriyetimizin ilk yıllarında çıkarılan pul serilerinden bazılarının basıldığı, İngiltere’nin Londra şehrinde bulunan, Bradbury Wilkinson matbaasına ait olan arşivlerin satışı sırasında ortaya çıktığı söylenilmektedir. Resimde görüleceği gibi foto eselerin yapıştırıldığı kağıt parçasında 20 Ekim 1932 tarihi not edilmiştir ve arka yüzde eselerin satın alındığı Kemal Giray beyin imzası bulunmaktadır. 
Eskizlerden iki tanesinde AEI yazısının bulunması ve hava postası yerine “hava postasini” şeklinde hatalı bir yazım bulunması bu foto eselerin eskizlerinin AEI tarafından hazırlatılmış olabileceğini düşündürmekte.
Eskizlerin tamamında görülen uçaklar AEI firmasının ülkemize uçuşlarında kullandığı Dornier firması imalatı Wal modelindeki uçaklara benzetilmişler. 
Aşağıdaki eskizlerde Rumeli Hisarı ve tarihi yarımada üzerinde resmedilen uçaklar görülmektedir.

Aşağıda bulunan iki eskizde ise uçakların pilot mahalleri ve pilotları resmedilmiştir.

Suya iniş yapmış olarak çizilen eskizlerden soldakinde uçak AEI hava limanının bulunduğu Büyükdere’de, üzerinde karşılamaya gelenlerin bulunduğu iskelenin önünde gösterilirken, sağdaki resimde uçak tarihi yarımada önünde görülmektedir. Soldaki eskizin alt köşelerinin her ikisinde de AEI harfleri bulunuyor.

AEI – Yunanistan

Aero Espresso İtalyana uçak şirketi sadece taşıdığı hava postaları ile değil Yunanistan’da hava postası ücretinin ödenmesi için basılan pul serileri ile de dünya aerofilatelisine önemli katkılarda bulunmuştur.

Yunan posta idaresi ve AEI, 1925 yılında hava postası ücretinin alınması için AEI tarafından bastırılacak olan pulların kullanılması konusunda anlaştılar. Ancak aşağıda görülen AEI tarafından bastırılan ilk uçak pulu serisi Yunanistan posta idaresi tarafından kabul edilmedi ve hiçbir zaman kullanılmadı. Görüldüğü gibi o dönem AEI tarafından kullanılan logoda bulunan martı, puldaki resimde Atina’da bulunan meşhur Akropolis üzerinde uçmaktadır.
AEI uçuşlarının başlamasından sonra Ekim ayı ortalarında basılan ve aşağıda resimleri görülen pullar Yunanistan çıkışlı hava postalarında kullanılmaya başladılar. 

Koleksiyonumdan 1926 yılı uçuşlarında Türkiye’ye gelen hava postası gönderilerinden örnekleri daha önceki yazılarımda paylaşmıştım,  daha sonraki yıllardan bazı örnekleri aşağıda görebilirsiniz.

1927 Aralık tarihli taahütlü Atina havaalanı damgalı posta gönderisinde ilk Yunan uçak serisinden üç pul kullanılmış ancak Yunan uçak kaşeleri zarfta bulunmuyor, hava postaları yazısı kırmızı renkle ve elle yazılmış. Zarfın arkasında İstanbul varış ve Kadıköy dağıtım damgaları bulunuyor.

1929 yılı Mart ayında Türkiye’ye hava postası ile gönderilmiş Yeni tip Atina havaalanı damgalı zarfının arka yüzünde İstanbul varış damgası makina ile uygulanmış ayrıca Galata dağıtım damgası bulunuyor.

1929 yılında AEI uçakları Brindisi’den Atina’ya giderken Mora yarımadasında Patras’a da inmeye başlamışlardır, böylece daha fazla yolcu ve kargo taşıyarak daha fazla gelir elde edebileceklerini umut ediyorlardı.

Aşağıda Patras’tan gerçekleştirilen ilk uçuş ile taşınan kırmızı renkte yunanca  “Aeroespresso ile” kaşeli ve İstanbul varış damgalı bir ilk uçuş zarfı görülmektedir.

AEI İstanbul dışında başka şehirlere ve yurtdışında başka şehirlerden ülkemize uçuşlar yapmak için talepte bulunmuş ise de bu talepler kabul edilmemiş ve Atina-İstanbul hattı dışında ülkemize hiçbir uçuş yapmasına izin verilmemiştir. Ancak İtalyan yönetiminde bulunan Rodos ve  On İki Ada ile Yunanistan arasında çeşitli uçuşların AEI tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir.

Aşağıda görülen zarf Midilli adasından Atina’ya gerçekleştirilen ilk uçuş ile taşınmıştır. İlk uçuş kaşesi posta idaresinin resmi kaşesi değildir ve Drossos tarafından hazırlanmıştır. Zarfta ayrıca yunan posta idaresinin iki dilde hava postaları kaşesi, arka yüzde ise İstanbul varış damgası bulunmaktadır.