Airgraf – Hava mektup fotografisi

İkinci Dünya Savaşı sırasında kullanılan ilginç bir haberleşme metoduda, Airgraf –  Hava mektup fotografisi (orijinali ingilizce Airgraph) metodudur. Cephede savaşan askerlerin mesajlarının veya mektuplarının en ekonomik şekilde iletilebilmesi için  Kodak firması tarafından geliştirilmiştir. Metod mesajın yazılı olduğu kağıdın fotoğrafının çekilmesi ve sonra benzeri mesajlardan oluşan mikrofilmin uçak ile gönderilerek, alıcı merkezde tab edilerek gönderilene ulaştırılması şeklinde özetlenebilir.

Ülkemiz savaş sırasında  İngiltere airgraf/hava mektup fotografisi sistemine, aşağıda görülen 1944 tarihli kararname ile girerek, bu metodu, daha çok İngiltere olmak üzere Avrupadaki merkezler ile iletişim için kullanmıştır. 

Gönderici posta idaresi tarafından hazırlanan forma mektubu yazdıktan sonra postanede fotoğrafı çekiliyordu, aşağıda mesaj dışında çizimde olan bir mektup yazılı form örneğinden bir detay görülmektedir.

Uçak ile İngiltere’ye ulaşan mikrofilm orada tab edilerek yukarda görülen zarfa konarak gönderilen kişi veya kuruluşa ulaştırılıyordu

Yukarda detayı görülen 1945 tarihli airgraf, aşağıda ise 1944 tarihli bir airgraf görülmektedir.

Türk Hava Kurumu Yardım Makbuzları

Önceki yazılarımda sözünü ettiğim gibi, 1935 yılında çıkarılan kanun ile Tayyare Müdafaa harç pullarının Maliye Bakanlığınca basılması ve gelirinin bakanlık tarafından toplanmaya başlaması ile Türk Hava Kurumu (THK) önemli bir gelir kaynağını kaybetmişti. 1939 yılında Milli Piyango idaresinin kurulması ile daha önce THK tekelinde bulunan piyango düzenleme sayesinde elde ettiği gelirlerini de kaybetmiş oldu. THK yardım pullarının tekrar resmi belgeler ve posta gönderilerine zorunlu olarak yapıştırlması isteklerini hükümete iletti ise de hükümet buna olumlu bakmadı.

Bütün olumsuzluklara karşın THK pula benzeyen yardım makbuzları basmaya devam etti. Bu yardım makbuzlarının posta gönderilerinde zaman zaman kullanıldığı görülmektedir. Koleksiyonumdan paylaşacağım örneklerde çeşitli tiplerde THK yardım makbuzları görülebilir. Bir kuruşluk Tayyare pulunun hızlı tüketilmesi nedeni ile sıkça yeniden basıldığını biliyoruz, elde tayyare pulu olmadığı dönemde yasaya aykırı olarak Türk Hava Kurumu yardım makbuzlarının kullanıldığı düşüncesi akla geliyor.

30 Ağustos 1941 Zafer bayramı günü gönderilen zarfa ilgili kanun gereği Maliye Bakanlığı tarafından bastırılan Tayyare Müdafaa harç pulu yapıştırılması gerekirken yerine THK yardım makbuzu kullanılmış.

Benzer şekilde 30 Ağustos 1944 Zafer bayramı günü gönderilen zarfa ilgili kanun gereği Maliye Bakanlığı tarafından bastırılan Tayyare Müdafaa pulu yapıştırılması gerekirken yerine THK yardım makbuzu kullanılmış.

Aşağıda görülen 1946 tarihli üç Galata damgalı zarfta da tayyare pulu yerine THK yardım makbuzlarının hemde Galata postanesi gibi bir postanede kullanılmış olması ilgi çekici.

Uçamayan uçak postaları

1944 yılında yapılan Normandiya çıkarmasından kısa bir süre sonra 1945 yılı yazında Almanya teslim olmak zorunda kaldı, böylece Avrupa’da uçak postaları yeniden düzene girmeye başladı. Ancak bu geçiş dönemi sancısız olmadı, bu nedenle 1945 yılı sonbaharı ve kışında gönderilen uçak postası gönderilerinin uçak ile gönderilemediği için bazen normal yollar ile gönderildiği bazende yolun bir kısmını normal şekilde gittikten sonra uçak postası ile yoluna devam ettiği görülmektedir.

Uçak postası ile gönderilemeyecek olan gönderilerde bunu belirtmek için gönderide bulunan “Uçak ile” vinyetlerinin, kaşelerinin hatta el ile yazılmış ibarelerin çizgili kaşeler ve kırmızı renkli mürekkep ile iptal edildikleri görülmektedir. Aşağıda değişik ülkelerin posta merkezlerinin uyguladığı iptal kaşelerinden örnekler bulunmaktadır.

Uçak postası ile yoluna devam edemeyen gönderilerin bir başka şehirden veya bir başka ülkeden uçak ile yoluna devam etmesi olasılığı olan durumlarda ise bu gönderilere O.A.T açık yazılışı ile Onward Airmail Transportation (veya Transmission) yani ileriye doğru uçak postası ulaşımı anlamına gelen kaşeler uygulandığı görülmektedir.
Bu kaşeler uygulandığı posta merkezine göre büyük oval, büyük dikdörtgen, küçük dikdörtgen, yine küçük dikdörtgen içinde daha küçük harfler ve köşeleri ovalimsi dikdörtgenler gibi farklı oabilmektedir. Aşağıda değişik ülkelerin posta merkezlerinin uyguladığı O.A.T. kaşelerinden örnekler bulunmaktadır.

İkinci Dünya Savaşında ABD’ye Hava Postaları

İkinci Dünya Savaşının başlamasından hemen önceki dönemdeki hava postası rotaları ile ilgili ayrıntılı bilgileri daha önceki yazımda anlatmıştım. Avrupa kıtasında savaş İngiltere ve Fransa’nın 1939 sonbaharında Almanya’ya savaş ilan etmesi ile resmen başladıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri savaşa katılmamasına karşın Avrupa ile hava postası bağlantısını sağlayan ve aşağıda resmi görülen Pan American Clipper uçaklarının FAM18 güney hattı uçuşları ABD’den  Fransa’nın Marsilya şehri yerine tarafsız olan Lizbon’a kadar uçmaya başladı. Bu hat 1941 yılı sonuna kadar kullanılmaya devam etti.

Aşağıda görülen hava postası zarfı  üzerinde yazılı rotaya uygun olarak Atina-Roma-Lizbon yolu ile gitmiş ise Lizbon New York uçuşunu FAM 18 güney hattında çalışan Pan Am Clipper uçaklarından biri ile yapmış olmalı. Zarf yolculuğu sırasında herhangi bir ülkede sansür için açılmamış.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Japonların Pearl Harbor saldırısından sonra İkinci Dünya Savaşına katılınca, ülkemiz ile ABD arasındaki hava postasının Miami şehrinden kalkan FAM 22 Afrika uçuşları ile Kahire şehri üzerinden gerçekleştirilmeye başladığını görüyoruz. Ancak savaş şartları nedeni ile Afrika uçuşlarının gerçekleştirilemediği dönemlerde hava postasının Kahire’den çıkarak “horseshoe route” yani atnalı hattı ile Pasifik okyanusu yolu ile taşındığı da bilinmektedir.

Aşağıda görülen 1943 tarihli zarf normal yollar ile Kahire’ye gittikten sonra hava yolu ile ABD’ye gitmiş olmalı. Zarfın Mısır’da ve ABD’de sansür tarafından açılarak mektubun okunduğu ve sansür tarafından bantlanarak kapatıldığını görüyoruz. Zarfa uçak vinyeti yapıştırmak yerine “UÇAK İLE – par avion” yazan bir kaşe uygulanmış.

1944 tarihli hava postası zarfı yine Kahire üzerinden Amerika Birleşik Devletlerine gitmiş ve sansür heyetlerince açılarak okunmuş.

1938 Türkiye Cumhuriyetinin 15. Yılı

Cumhuriyetimizin ilk yıllarında savaş sonrası ortaya çıkan son derece zor ekonomik şartlara karşın yüksek harcamalar gerektiren havacılık alanında önce Almanlar ile sonra Amerikalılar ile yapılan üretim denemelerinin başarısı son derece sınırlı oldu.

İkinci Dünya Savaşının hızla yaklaştığı sırada, gelişen teknolojiler nedeni ile oluşturduğumuz askeri hava filolarının modası geçmiş durumdaydı. Sivil havacılık alanında ise çevremizdeki ülkelerin hızlı gelişmesine ayak uydurmakta zorlanıyorduk.

Bu şartlarda kutladığımız Cumhuriyetimizin onbeşinci yılı anısına çıkarılan seride, merasim sırasında formasyon ile uçan bir filonun resmi bulunan iki buçuk kuruşluk bir pula yer verildiğini görüyoruz. Yeni alfabeye geçilmesinden on sene sonra Cumhuriyetin pullarda “ü” harfi ile Cümhuriyet şeklinde yazıldığına dikkat çekmek istiyorum.





Uçak resimli iki buçuk kuruşluk pul ile Eskişehir’den Fransa’ya gönderilmiş bir kutlama kartı zarfı, kimbilir belkide Eskişehir’den bir pilot Fransa’daki başka bir pilot arkadaşına gönderdi.


Altta pulları basan İsviçre’de bulunan Courvoisier matbaası tarafından hazırlanan özel albümü içinde onbeşinci yıl ve harf devriminin onuncu yılı anma serisi pulları üzerine “Specimen” örnek şeklinde baskı yapılmış.
Cumhuriyet bayramı günü 29 Ekim 1938 tarihinde İstanbul’dan Macaristan’a gönderilmiş antiye (pul baskılı komple kart) arkasına tam seri olarak onbeşinci yıl serisi pullar yapıştırılmış, kart bayram günü gönderildiği için ayrıca Kızılay yardım pullarıda yapıştırılması zorunluydu.
Kırıkkkale barut fabrikasında çalışan bir Alman mühendis tarafından Cumhuriyetin onbeşinci yılı anma serisi pul serisinin bütün pulları ile hazırlanarak Almanya’ya gönderilmiş taahütlü bir zarf.



Hatay Devleti : Uçak resimli pullar

Hatay Devleti uçak resimli Ata matem pulu

Birinci Dünya Savaşı öncesi Osmanlı İmparatorluğu kontrolünde olan Suriye bölgesi  savaş sonrasında Fransız kontrolüne geçti. 1930 lu yıllarda Suriye posta idaresi koleksiyoncuların uçak pulu talebini dikkate alarak çeşitli Suriye şehirleri üzerinde uçan uçak resimli pul serileri çıkardı. Hatay bölgesi 1937 yılında özerklik kazandığı zaman bu pullardan bazıları üzerine “Sandjak d’Alexandrette” (İskenderun Sancağı) üstbaskısı yapılarak otonom Hatay bölgesinde kullanıldılar.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün geliştirdiği stratejilerin başarı ile uygulanması sonucunda, Hatay bölgesinde 1938 yılında yapılan bir referandum ile ilan edilen Hatay Devleti, Atamızın vefatı nedeni ile yukarıda görülen uçak resimli pulunda aralarında bulunduğu, 10 Kasım 1938 tarihi ve siyah çerçeve üst baskısı ile bir matem serisi çıkardı.

Hatay Devleti 1939 yılında Atayı kaybetmemizden kısa bir süre sonra yapılan bir referandum ile Türkiye Cumhuriyetine ilhak etti. Alexandrette ve Hatay pullarıda genel olarak Türk filatelisinin bir bölümü kabul edildiği için bu günkü yazımda bu dönemdeki uçak resimli pulları anlatmak istedim.

Altta Suriye posta idaresi tarafından bastırılan daha sonra Hatay Devleti tarafından üzerine üstbaskı yapılarak kullanılan uçak resimli pullardan bazıları görülmektedir. İlki 1931, ikincisi 1937 yıllarında bastırılan pullarda Halep kalesi üzerinde uçan uçaklar yine 1937 yılında bastırılan üçüncü pulda ise Şam şehrinde Emevi Camisi üzerinde uçan bir uçak bulunmaktadır.

Hatay Devleti Uçak resimli pul serisinin çıkış tarihi kataloglarda 15 Nisan 1938 olarak verilmektedir, aşağıda bulunan tam seri pullar ile hatıra amacı ile hazırlanan zarf 16 Mayıs 1938 Alexandrette (İskenderun) damgalı.

Tam seri uçak resimli pullar ile hazırlanan 9 Mayıs 1938 Antioche (Antakya) damgalı zarf uçak postası ile Trablusşark – Marsilya yolu ile Amerika Birleşik Devletlerine gönderilmiş.

Antakya’dan Halebe gönderilen, Halep kalesi üzerinde uçak resimli bir pul ile hazırlanan taahütlü zarf.
Hatay Devletinin çeşitli serilerinde pullar ile hazırlanan, İlhak sonrası Suriye devletine bırakılan Kessab damgalı zarf. 
Kataloglarda çıkış tarihinin 2 Eylül 1938 olduğu belirtilen üç pulluk üstbaskılı serinin bir pulunda yine Halep şehri üzerinde uçak resmi bulunmaktadır. Üstte bu seri ile hazırlanan ve Fransa’ya taahütlü gönderilmiş bir zarf, altta aynı seri ile hazırlanmış Hatay Devletinin son günlerinde kullanılmaya başlanan Türkçe damgalı bir hatıra zarfı.
Son olarak bu üç puldan oluşan seri ve daha önceden çıkarılan başka bir seriden iki pul üzerine,  Hatay Devleti tarafından, Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatı üzerine siyah çerçeve ve 10 Kasım 1938 tarihli üstbaskı yapılarak bir matem serisi çıkarılmıştır. Aşağıda bu matem serisi ile hazırlanan bir hatıra zarfı göülmektedir.

Devlet Hava Yolları

1932 yılında Amerika Birleşik Devletlerinden gelen heyetin yaptığı incelemeler sonrasında ABD den alınan Kingbird uçak ile başlayan Ankara-İstanbul ve İstanbul-Ankara Türk Hava Postaları (THP) deneme uçuşlarının önce Amerikalı pilotlar ile 1934 yılında ise Türk askeri pilotları ile devam ettiğini daha önceki yazılarımda detaylı olarak anlatmıştım. 
1935 yılında Havayolları Devlet İşletmesi kuruluşu 2744 sayılı kanun ile dönemin Bayındırlık Bakanlığına bağlandı. Bayındırlık Bakanlığı 1936 yılında İngiliz De Havilland şirketinden Dragon Rapide tipinde üç uçak alarak uçuşların daha güvenli ve düzenli hale gelmesini sağladı. Bu uçaklarda sadece ısıtma değil tuvalet bile bulunduğu için yolcuların konforuda artmış oldu.

1937 yılında gazetecilerin bilgilenmesi amacı ile İstanbul üzerinde yapılan uçuşlar, dönemin önemli gazetecisi Hikmet Feridun Es tarafından, Yedi Gün isimli Sedat Simavi tarafından yayınlanan haftalık dergide ayrıntılı olarak anlatılmış.

Gezi öncesi gazetecilerin uçak önünde çektirdiği fotoğraf için yazılan alt yazı dikkat çekici!
1938 yılında ise 3424 sayılı kanun ile Bayındırlık Bakanlığına bağlı olarak “Devlet Havayolları Umum (Genel) Müdürlüğü” kuruldu. 1939 yılında ise seferler yeni açılan Güvercinlik havalimanından yapılmaya başlandı ve yapılan bir değişiklik ile Devlet Havayolları Gen.Müd. Ulaştırma Bakanlığına bağlandı.

İkinci ve Üçüncü uçak pulu serileri

Birinci Uçak pulu serisi ile ilgili yazımda bu serinin çıkarılışı ile ayrıntılı bilgi vermiştim, yazımda ayrıca bu serinin on beş yıla yakın bir süre ile kullanılışına ait çeşitli örneklerde bulunmaktaydı. Ancak İkinci ve Üçüncü uçak pulu serilerimizin postada kullanımı son derece azdır, ve bulunabilecek malzemelerin tamamına yakını filatelistler tarafından hazırlanmıştır. Bu nedenle İkinci ve Üçüncü uçak pulu serilerimizin gerçek bir gereksinimden değil pul tüccarları ve filatelistler için çıkarıldığı düşüncesindeyim.

Aşağıda bir dönem Bülent Papuççuoğlu koleksiyonunda bulunan ve Akademi sitesinde paylaşılan resimde görülen deneme için 1939 tarihi yazılı üstbaskı yapılmış pullarında düşüncemi desteklediğini, eğer bir ihtiyaç için yapılsaydı üstbaskıların iki, üç sene gibi uzun bir süre bekletilmeyeceği görüşündeyim.

Bir başka akıl karıştıran sorun ise pul serilerinin satışa çıktığı zaman konusu, gördüğüm örneklere dayanarak üzerinde 1937 yazılı üstbaskı bulunan pulların 1938 yılında satışa çıktığını, üzerinde 1941 yazılı üstbaskı bulunan pulların ise 1942 yılında satışa çıktığını düşünüyorum.

Aşağıda görülen iki zarf Karl Hennig adlı bir pul tüccarı için hazırlanmış ve Almanya’ya gönderilmiş zarflardır. İlk zarf, üzerine 1937 tarihi yazılı üstbaskı yapılmış olan ve İkinci uçak pulu serisi adı ile anılan tam seri pullar ile hazırlanmış. İkinci zarfta ise 1937 Balkan antantı serisi pullarda bulunuyor. Zarfların her ikiside uçak postası ile gönderilmişler ama ülkemize yurtdışı uçak bağlantısı kalmadığı için zarflar Zemun/Belgrad hava alanına kadar karadan gitttikten sonra yollarına uçak postası ile devam etmişler.

İtalya’nın Floransa şehrine taahütlü olarak gönderilen zarfta İkinci Uçak pulu serisinin en büyük valörlü pulu olan 35 kuruş değerinde olan pul ntek olarak kullanılmış.
Üçüncü uçak pulları tam seri ve Birinci uçak pulları tam seri kullanılarak hazırlanan zarf taahütlü olarak uçak posrası ile Amerika Birleşik Devletlerine gönderilmiş. Zarfın arka yüzünde ABD posta idaresinin İkinci Dünya Savaşı sırasında başlattığı, Afrika üzerinden ABD’ye ulaşan FAM22 uçak postası hattının son noktası olan Florida’nın Miami şehrindeki hava postası uçak posta dağıtım merkezinin taahüt işlemlerine ait varış damgası bulunuyor.
Gerçek posta kullanımı az olan İkinci ve Üçüncü uçak serilerine olan talep nedeni ile bu zarfların sonradan yapıldığını düşündüğüm, aşağıda bazı örnekleri görülen şüpheli zarfları da sıkça görülmektedir.

İkinci Dünya Savaşına doğru

Otuzlu yılların başlarında ülkemizin önce CIDNA sonra AEI ve daha sonra Luft Hansa şirketlerinin uçuşları ile dünyaya hava bağlantısının nasıl sağlandığını ayrtıntılı olarak daha önceki yazılarımda belgelemiştim.

Kurtuluş savaşından çıkmış bir ülke olarak yabancı ülkelere ve dolayısı ile onların hava yolu şirketlerine tam olarak güvenilemediği için ülkemiz üzerinde düzenli ve sürekli transit uçuş yapmak isteyen yabancılara izin verilmedi, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin hava yolu şirketleri bunun sonucu olarak ülkemize hiç uçmamayı seçtiler.

İkinci Dünya Savaşının adım adım yaklaştığı yıllarda, önce İtalyan AEI şirketinin uçuşları 1935 yılında yasaklandı, sonra Air France şirketi Alman rekabeti karşısında başarılı olamayarak ülkemize olan uçuşlarından 1936  yılında vazgeçti. Son olarak 1937 yılında Alman Luft Hansa uçuşlarını durdurdu ve ülkemize gelen uluslararası hava yolu kalmadı.

Ülkemizden Avrupa ülkelerinen gönderilen hava postaları Belgrad Zemun havalanına tren ile giderek daha sonra hava postası ile yollarına devam etmek zorunda kaldı.

1937 yılında Montrö Boğazlar Mukavelesi anma serisi pulları ile Almanya’ya gönderilen zarfta
gönderici zarfa yanlamasına daktilo ile mektubu için tercih ettiği yolu da yazmış, Sofya üzerinden gitmesini istemiş ama herhalde o rotada da sorun olduğu için zarf Zemun/Belgrad yolu ile gitmiş, Zemun transit damgası zarfın arkasında.

1938 yılında Londra’ya gönderilen hava postası zarfında posta görevlisinin kırmızı kalem ile rotayı yazdığını görüyoruz Belgrad – Londra, zarfın arkasında Zemun/Belgrad transit damgası bulunuyor.

1938 yılında Bursa’dan Hollanda’ya gönderilmiş hava postası zarfının arkasına Zemun/Belgrad havaalanının görsel makina transit damgası uygulanmış. 1938 yılı başında yeniden Devlet Hava Yolları (D.H.Y.) adı ile yapılanan ulusal hava yolumuzun İstanbul-Bursa ve Bursa-İstanbul uçuşlarına başladığını biliyoruz, acaba bu hava postası zarfı İstanbul’a DHY tarafından taşınmış olabilir mi? Ne yazık ki zarfta fikir verebilecek bir İstanbul transit damgası bulunmuyor.

1939 yılında Eylül başında Almanya’nın Polonya işgali ve İkinci Dünya Savaşının başlamasından hemen önce Almanya’ya gönderilmiş hava postası gönderisi, zarfın arkasında Zemun/Belgrad transit damgası bulunuyor.

1941 başında İkinci Dünya Savaşı ağırlaşmış Almanya Avrupa’nın pek çok ülkesini ele geçirmiş durumda ülkemizden Amerika Birleşik Devletlerine giden hava postaları Portekiz üzerinden gidebiliyor, kısa bir süre sonra bu rotada kullanılamayacak ABD’ye giden hava postaları önce Afrika sonra Asya hatta Avusturalya üzerinden dolaşacak. Zarfta posta görevlisinin kırmızı kalem ile yazdığı rota Belgrad-Lizbon, zarfın arkasında Zemun/Belgrad transit damgası görülüyor.

Otuzlu yıllarda hava posta tarifeleri

Birinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan büyük ekonomik bunalımın hafiflemesi ve dünya ticaretinin tekrar canlanmaya başlaması, teknik sorunlarını aşmış olan hava posta taşımacılığında hızlı bir gelişme sağladı, bu dönemde çeşitli ülkeler hava yolu şirketlerini tek şirket çatısı altında toplayarak güçlendirdiler.

1933 yılı sonlarında  Air Orient, Air Union, Compagnie Generale Aeropostale ve ülkemize uçan CIDNA aralarında olmak üzere pek çok şirket Fransız hükümetinin isteği üzerine bir araya gelerek Air France şirketini oluşturdular. Aşağıda bu şirketin antetli bir hava postası zarfı görülüyor. Zarfta CIDNA tarafından bastırılan beyaz üzerine kırmızı “Uçak İle” vinyeti kullanılmış.

Hava postası taşıyan şirketler posta taşıma ücretlerini belirledikten sonra ülkenin posta idaresi ile anlaşarak taşıma gerçekleştirdiği için hava posta ücretleri son derece karmaşıktır. Ülkemizdeki dış hava posta ücretleri hakkında posta idaresine ait resmi bir belgeye ulaşamadığım gibi bu konuda filatelistlerimiz tarafından yapılmış ciddi bir çalışma da bulamadım.
Neyse ki ülkemiz filatelistlerinin ilgisini çekmeyen konu, dünya filatelistlerinin ilgisini çekmiş ve  Turkish and Ottoman Philatelic Society adlı kuruluş yayın organında bu konuda bir kaynak paylaşılmış. Aşağıda yer alan örnekte görüleceği gibi bu kaynakta 1936 yılında ülkemizden herhangi bir ülkeye gidecek hava postasının hangi ülke üzerinden gönderileceği ve posta tarifesine ek olarak alınacak hava postası ücreti bilgileri verilmektedir. 
O dönemlerde pek çok ülke, çeşitli Avrupa ülkelerinin sömürgesi durumunda olduğu için hava postası ana ülke üzerinden geçiyordu. Ancak İngiliz hava yolu şirketleri transit uçuşlarını Atina üzerinden yapıyordu bu nedenle ülkemizden İngiliz sömürgesi pek çok ülkeye giden hava postası Atina aktarmalı gidiyordu, doğal olarak pek çok ülkeden ülkemize gelen hava postaları da yine Atina aktarmalı olarak geliyordu.

Yukarıda görülen Sayın Ozan Kutay koleksiyonunda bulunan Atina üzerinden hava postası ile taahütlü olarak Çin’e gitmiş zarfa 107 kuruşluk pul yapıştırılması gerekirken, aşağıda görülen Atina’ya gönderilen hava postası zarfına 14 kuruşluk  pul yapıştırılması yeterli oluyordu.

Bazı pul meraklıları için ise ücret tarifeleri çok önemli olmuyordu, aşağıda görülen zarfa Atatürk serisinin küçük değerli pullarından bolca yapıştırdıktan sonra bayram günü olmamasına karşın bir eski harfli Çocuk Esirgeme Kurumu ve birde yeni harf ile üstbaskı yapılmış Türk Tayyare Cemiyeti pulunu yapıştırmış. Posta görevlisi ise sorumlu tutulmamak için gönderene “pulları ben yapıştırdım” yazdırıp imzalatmış. Zarfta bulunan farklı tipteki beyaz üzerine lacivert “uçak ile” vinyetine de dikkat çekmek istiyorum.