Türk Hava Kurumu

Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra ülkemizi çağdaş bir ülke yapmak için pek çok diğer konuda olduğu gibi havacılık alanında da hızlı adımlar atmak gerekiyordu, ancak İstiklal Savaşı sonrası devletin olanakları son derece kısıtlı idi, bu nedenle havacılık konusunda çalışmalar yapmak için 1925 yılı başında Şubat ayında bir sivil toplum kuruluşu olan Türk Hava Kurumu (o dönemdeki adı ile Türk Tayyare Cemiyeti) kuruldu. Dernek kurulduktan sonra vergiden muaf, bir süre sonra ise gümrükten muaf yapıldı.

Türk Hava Kurumunun tüzüğünden bir ayrıntı
(kurulduğu sırada amblem düşünülmüş)

Dernek gelir sağlamak amacı ile yardım (iane) makbuzları bastırdı ve kullandı, bu yardım makbuzlarından bazıları pul şeklinde bastırıldı, bunların sinema ve tiyatro biletlerinde kullanımı zorunlu idi. Yardım makbuzlarının/pullarının postada kullanılması ise başlangıçta zorunlu değildi, ancak pul şeklinde basılanlar postada ve filatelik dökümanlarda kullanılmışlardır.

Yardım (iane) makbuzu
Pul şeklinde yardım makbuzlu filatelik döküman parçası
Gelir sağlanabilmesi için piyango düzenlenmesi yetkisi 1926 yılında Türk Hava Kurumuna verildi, piyango çekilişleri derneğe düzenli bir gelir kaynağı oldu. Derneğin en başarılı kampanyası ise il ve ilçeler arasında başlattığı, yeterli bağışı toplayan il veya ilçe adının bir uçağa verilmesi şeklinde gerçekleştirildi, bu kampanyada ilk ad verilen uçak Adana uçağı oldu.
Piyango bileti
Dernek tarafından çıkarılan havacılık dergisi – Türk Hava Mecmuası

Junkers

Günümüzde ısıtma ürünleri üreten Junkers şirketi mühendis Hugo Junkers tarafından kurulmuştur, daha çok gençken geliştirdiği makinalar ile dikkatleri üzerine çeken Hugo Junkers, ısıtma konularında yaptığı çalışmalar ile kendi fabrikalarını kurarak şirketini büyütmeyi başarmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında havacılık sektörüne ilgi duymaya başlamış ve dönemin bez ve tahtadan oluşan uçakları yerine bir devrim niteliğinde olan tamamen metalden J1 model uçağını 1915 yılında geliştirmiştir.

Hugo Junkers anısına 150. doğum gününde çıkartılan Antiye zarf

Savaş sonrası Almanya’nın savaş gücünü kırmak için getirilen kısıtlamalar nedeni ile yük, yolcu ve posta taşımak amacı ile yine tamamen metal F13 model uçağı geliştirmiştir. Kızının adını verdiği Annalise adlı F13 model uçak 6750 metre yüksekliğe çıkarak döneminin yükseklik rekorunuda kırmıştır. Aynı uçak daha sonra Almanya’ya kaçan İttihat Terraki liderlerinden Enver Paşa ve arkadaşlarını  Berlin’den Turan maceralarına başlayacakları  Moskova’ya götürmek üzere kiralanmıştır.

Havacılık endüstrisine İtilaf devletleri tarafından savaş sonrası getirilen kısıtlamalar nedeni ile üretimini Almanya dışına İsveç ve Bolşevik Rusya’ya kaydıran Hugo Junkers ülkesinde çeşitli ortaklıklar ile yaygın bir hava taşıma ağı kurmayıda başardı.

1925 yılında Junkers bağlantılı hava taşıma ağı

Junkers ile ortak çalışmalar yapan İsviçreli pilot Walter Mittelholzer 1924 sonbaharında Switzerland isimli A20 model Junkers uçağı ile ülkemizden geçerek, Zürih’ten Tahran’a bir uçuş gerçekleştirdi ve Junkers İran havacılık şirketinin kurulmasında öncülük etti.

1924 yılı Mittelholzer İsviçre –  İran uçuşu

Junkers İran şirketinin kuruluşu sonrası, dönemin aerofilatelistleri İran uçuşları için pek çok “ilk uçuş” zarfları yapmışlardır, bu dönemde gerçekleşen bir Ankara Tahran uçuşu içinde Junkers İran ofisi adresli çok sayıda zarf yapıldığı görülmektedir.

Ülkemiz 1924 yılında Junkers şirketinden 10 adet A20 model uçak satın almış, 1925 yılında ise Junkers şirketi ortaklığıyla TOMTAŞ – Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi kurulmuştur.

TOMTAŞ ülkemizde uçak bakım ve üretim tesisleri kurmuştur, ancak  Junkers şirketi 1929 yılında TOMTAŞ’ taki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmıştır.

İlk düzenli yurtiçi hava postaları

Türkiye Cumhuriyeti 27 Ağustos 1924 tarihli karar ile Franko-Romen havacılık şirketine  Ankara ile İstanbul arasında hava postası taşıma izni verdikten kısa bir süre sonra, 1924 Eylül ayı başlarında düzenli posta seferleri başladı, Kasım ayı ortalarına kadar uçak seferleri ve hava posta taşımasına devam edildi.

Ankara İstanbul arasında taşınan hava postalarından normal posta ücreti olan beş kuruş dışında ek olarak beş kuruş hava postası ücreti alınıyordu.

İstanbul’dan Ankara’ya gönderilmiş hava postası
Ankara’dan İstanbul’a gönderilmiş hava postası
Franko-Romen şirketinin  Caudron 61 model uçağı Ankara’da bugün Tandoğan meydanı olan alanda
Fransız elçisi General Mougin’e Cumhuriyet kutlamaları sonrası gönderilmiş hava postası
Franko-Romen şirketinin Paris’ten kalkan uçakları Bükreş’e kadar geliyor oradan geri dönüyor ve uluslararası hava potası taşıması gerçekleştiriliyordu. Bükreş’ten kalkan uçaklar ise İstanbul’a indikten sonra Ankara’ya kadar gidiyor ve oradan geri dönerek İstanbul-Ankara ve Ankara-İstanbul hava postası taşımalarını gerçekleştiriyordu.
Dönemin önemli filatelistlerinden Raphael Cohen’e ait hava postası zarfı

Raphael Cohen’e ait zarfta her ne kadar hava postası (poste aerienne) yazılı ise de
gönderi 1924 uçuşları sona erdiği için normal posta ile gitmiş

CFRNA

CFRNA şirketi (Compagnie Franco-Roumaine de Navigation Aérienne – Franko Romen  Hava Seyir ve Sefer Şirketi – dönemindeki Osmanlıca adı ile Franko-Romen Seyr ü Sefer-i Havaiye Kumpanyası)  daha kurulduğu 1920 yılında Osmanlı devleti ile bir protokol imzalamayı başarmış olsa da ülkemize uçabilecek duruma gelmesine daha birkaç yıl vardı.

CFRNA kurulduğu dönemde ilk olarak Paris-Strazburg arasında modifiye edilmiş bir Salmson uçağında savaş sırasında gözlemcinin oturduğu yerde bir miktar posta ve iki yolcusunu yüz yüze rahatsız bir şekilde, yaklaşık üç saat sürede ve yaklaşık 500 kilometre taşıyarak uluslararası seferlerine başladı, kısa bir süre sonra Strazburg’dan Çekoslovakya’nın Prag şehrine seferler düzenlendi.

CFRNA şirketinin posta ve yolcu taşımacılığında kullandığı ilk uçaklar

Bir çek aerofilatelisti tarafından 1920 yılında Prag’dan Paris’e gönderilen hava postası


1924 yılına gelindiğinde ise altı yolcunun rahat bir kabinde seyahat edebildiği Caudron c.61 model uçaklar ile Paris’ten Ankara’ya 3000 kilometrenin üzerinde bir mesafe ile dünyada en uzun mesafeyi uçan ve kıtalarası düzenli seferleri olan ilk hava yolu şirketi haline gelmeyi başarmıştı. 



1922 yılında Aristide Blank tarafından hazırlatılan CFRNA madalyası

Bir çek aerofilatelisti tarafından 26 Haziran 1924 tarihinde
 Prag’dan İstanbul’a gönderilen hava postası

CFRNA şirketi 1924 bahar aylarında gerçekleştirdiği deneme uçuşları sonrasında, ülkemizde havacılığın geliştirilmesi için hazırladığı raporunu 9 Temmuz 1924 tarihinde Junkers’in gerçekleştirdiği Berlin-Ankara uçuşunun hemen ertesinde, 15 Haziran 1924 tarihinde konu ile ilgili kurulan komisyonumuza verdi. 
Bu raporda ülkemizde uçak fabrikası kurmanın uygun olduğunu düşünmediklerini, ancak ülkemizin kıtalararası bağlantılar için son derece uygun olduğu belirtiliyor ve başlangıçta anahat olarak İstanbul-Ankara-Kayseri-Sivas-Erzurum-Doğubeyazıt olmak üzere İzmir-Kütahya-Ankara, Ankara-Samsun-Trabzon, Sivas-Malatya-Diyarbakır ve Konya uçuşlarını gerçekleştirmek için gerekli altyapıyı kurmayı ve bu hatlarda yolcu ve posta taşımak üzere işletmeyi öneriyorlardı. Böylece ilerde gerçekleştirilecek Suriye, Irak ve İran seferleri içinde hazır duruma gelinecekti.
 Ülkemiz havacılığı konusunda CFRNA şirketi tarafından hazırlanan raporun
9 Temmuz 1924 tarihli kapak sayfası 
CFRNA şirketinin 1924 yılında ülkemizde kurmayı önerdiği uçuş ağı,
mavi renk ile gösterilen ana hat