AEI : Aero Espresso Italiana

1924 yılında kurulan Aero Espresso Italiana (AEI) Anonim Şirketinin ana merkezi ücretsiz olarak kullanmasına izin verilen, Birindizi şehrinde bulunan Birinci Dünya Savaşında deniz uçaklarının kullandığı hava limanı idi. Bu hava limanında hangarlar ve uçakları denizden çıkarmak için kullanılan bir vinçte bulunuyordu.

İstanbul Büyükdere’de bulunan Aero Espresso Italiana tesislerinin denizden görünüşü


İzmir ve İstanbul şehirlerine uçuş yapmak için 1924 yılında görüşmelere başlayan Aero Espresso Italiana (AEI) şirketine sadece İstanbul’a uçuş yapma izni verildi. Birinci Dünya Savaşında donanma uçaklarının kullandığı Büyükdere’de bulunan yer AEI şirketine kiralandı ve Şirket bu sahada iki hangar, bir atölye, bir lojman ve uçakları denizden çekmek için beton bir rampa inşa etti. Padişahların av köşkü olarak kullandığı solda görülen  bina ise şirketin yönetim binası olarak kullanıldı.

Uçuşların başladığı 1 Ağustos 1926 günü yapılan törenleri haberleştiren dergiden fotoğraflar.

AEI şirketi ülkemiz ile 1924 yılında yaptığı protokol gereğince yapılan uzun süreli görüşmeler ve hazırlıklar sonrasında 1 Ağustos 1926 tarihinde posta ve kargo taşıyan deneme uçuşlarına başladı, ve 1926 yılı sonuna kadar deneme uçuşlarına devam etti.

1 Ağustos 1926 Pazar sabahı İtalyan, Türk ve Yunanlı yetkililer Brindisi hava limanında yapılan törenlerde hazır bulundular, daha sonra sabah saat 9:00 da Kaptan Umberto Maddalena yönetimindeki I-AMES kuyruk numaralı Savioia Marchetti S55C model uçak Brindisi’den Atina’ya, Mühendis pilot Perucati yönetimindeki I-ADIM kuyruk numaralı S55C uçak Atina’dan İstanbul’a ve Kaptan Mario de Benardi yönetimindeki I-AFER kuyruk numaralı S55C uçak İstanbul’dan Atina’ya doğru aynı saatte hareket ettiler ve yaklaşık beş saat kadar sonra hedeflerine ulaştılar. (Kaynaklar uçaklar ve pilotlar konusunda farklı bilgiler veriyor, buradaki bilgiler Bill Robertson’un el yazısı notlarından alınmıştır)

O zaman ki uçuşların ne kadar tehlikeli olduğunun anlaşılabilmesi için bu uçaklardan ikisinin o sene üçüncünün ise 1927 yılında düştüğünü eklemek isterim.

1 Ağustos 1926 günü Brindizi’den havalanan uçak özel ilk gün damgası ile damgalanan hava postası gönderileri taşıyordu, yakın zaman kadar bu uçakta İstanbul’a gönderilen zarf veya kart olmadığı sanılıyordu. AEI uçuşları hakkında Vincent Prange tarafından yazılan kitap bile bu konuda yanlış bilgi vermektedir. Brindisi şehrinden İstanbul’a ilk doğrudan uçuş ise 4 Ağustos 1926 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Bu uçakta da İstanbul’a gönderilen hava posta gönderileri taşınmıştır.

Brindisi’den kalkan uçak için hazırlanan özel ilk uçuş damgası
Brindisi  – Inaugrazione de Linea Aerea Levante
(Brindizi – Doğu hava hattının açılışı)

İlk uçuş için hazırlanan özel kartpostalın ön yüzü

İlk uçuş ile Brindizi’den Atina’ya gönderilen özel damgalı kart

Roma’dan İstanbul’a gönderilmiş ilk uçuş damgalı zarf
(Önemli bir Türk Aerofilatelisi koleksiyoncusu olan Bill Robertson koleksiyonundan)
Brindisi’den İstanbul’a yapılan ilk AEI uçuşu ile gönderilmiş, Brindisi-Posta Aerea (Hava Postası) damgalı zarf

Vincent Prange tarafından yazılan Aero Espresso Italiana S.A. kitabında verilen bilgilere göre ülkemizden AEI uçakları ile ilk hava postası 25 Eylül 1926 tarihinde taşınmıştır, sağda adı geçen kitaptan alınan 27 Eylül 1926 damgalı zarf resmi görülebilir.

İtalya devleti Musolini’nin faşist diktatörlüğü altında 1930 lu yıllarda önce Libya, daha sonra Habeşistan’ı işgal edince ülkemiz ile ilişkileri gerginleşti. Ege denizinde ülkemize en yakın komşularımız olan Rodos ve On İki Ada o dönemlerde İtalyan yönetiminde olduğu için AEI uçuşları sıkı şekilde denetlenmeye başlandı. Uyarılara karşın AEI uçakları askeri yasak bölgelere yakın uçuşlar yaptığı için 1935 yılında AEI şirketinin ülkemize uçuş lisansları iptal edildi.

CIDNA – Yabancı Hava Postaları

1926 yılında düzenli CIDNA seferlerinin başlaması ile Paris – İstanbul rotası üzerindeki ülkelerin aerofilatelistleri ve pul tüccarları kolaylıkla yeni malzemeler üretebilme fırsatını elde etmiş oldular, ancak koleksiyonumdan seçtiğim örneklerden görüleceği gibi CIDNA uçakları ile İstanbul’a gönderilen hava postası gönderileri uçuş rotası üzerindeki ülkeler ile sınırlı değildir.

Fransa’dan İstanbul’a gönderilen bu mektubun arkasında kapama etiketi olarak fransızca hava postası propagandası vinyeti kullanılmış. Gönderilen kişi adreste bulunmadığı için posta idaremiz türkçe ve fransızca yazılı ayrılmıştır (eski yazı ile-  mufarakat etmiştir) – parti yazan bir etiketi mektuba yapıştırıp yine hava postası ile geri göndermiş.

Çekoslovakya’dan gönderilen bu kart Prag  hava postası (Praha  Letiste) damgası ile damgalanmış uçak sürşarjlı pullu, ayrıca gönderici Jar Sula tarafından bastırılan özel fransızca yazılı Uçak ile Prag-İstanbul etiketi/vinyeti yapıştırılmış. Kartta her ne kadar ilk uçuş (pruni let-premier vol) 1926 yazılı kaşe bulunuyor ise de uçuşlar Şubat ayında başladığı için bunun doğru olduğu şüpheli.

Yine Çekoslavakya’dan uçuş sezonunun sonuna doğru gönderilmiş bir mektup, uçuş sezonu o dönemlerde Şubat – Kasım aylarında yapılıyor havalar bozulunca uçuşlara ara veriliyordu.

Macaristan’dan gönderilen mektup Budapeşte hava postası (Legi posta Budapest) damgalı ve Macar uçak pullu ayrıca Macar posta idaresinin uçak resimli Budapest-Constantinople kaşesi zarfa uygulanmış.

Romanya’dan gönderilmiş mektup Bükreş hava postası (Bucuresti avion) damgalı.

İsviçre’den gönderilen mektup Zürih’te hava postası (flugpost) damgası ile damgalanmış Budapeşte’den CIDNA uçağına aktarılırken Macarca hava postası ile geldi (legi postaval erkezett) kaşesi uygulanmış, arkasında da Budapeşte transit damgası bulunuyor.

1926 Haziran ayında CIDNA ve yeni kurulan alman havayolu şirketi Luft Hansa bağlantılı hava postası taşımak için anlaştılar. Almanya’dan uçak pulları ile gönderilmiş bu mektupta kapama etiketi olarak bir filateli klubü vinyeti kullanılmış.

İlk Hava Posta İşaretlemeleri

CIDNA tarafından düzenli ve sürekli olarak hava postası taşınmaya başlanılması ve İtalyan hava taşıma şirketi AEI – Aero Espresso İtalyana şirketinin Büyükdere’de yaptığı hava limanı çalışmalarının bitmesi nedeni ile ülkemiz PTT idaresi hava postası damgalarına ek olarak bazı posta işaretlemeleri kullanmaya başladı. 1926 Nisan ayı sonlarında ilk olarak o dönemlerde uluslararası dil olarak kabul edilen fransızca hava postası anlamına gelen “Postes Aeriennes” yazılı lineer bir kaşeyi kırmızı renkli mürekkep ile hava postası gönderilerine uygulamaya başladı, kısa bir süre geçtikten sonra ise aynı kaşeyi siyah mürekkep ile uygulamaya başladı. 1926 sonbaharında ise aynı yazı ama daha büyük harfler kullanılarak hazırlanmış, yaklaşık 10 mm daha uzun, ikinci tip bir kaşenin kullanıldığı görülmektedir.
Küçük ve büyük harfler ile hazırlanan iki farklı tipte kaşe
Aerofilateli konusunda malzemeler üreten dönemin önemli filatelistlerinden Raphael Cohen tarafından Türk filatelisi konusunda kitaplar yazan Adolf Passer’e gönderilmiş kırmızı renk “Postes Aeriennes” kaşeli hava postası zarfı.

Altta ise zarfın arka yüzü görülmektedir.


Üstte görülen zarftan sadece birkaç gün sonra gönderilen bu zarfa kullanıma yeni sunulan Londra serisinden pullar kullanılmış ve siyah renkli kaşe uygulanmış.

Altta zarfın arka yüzü görünmektedir


Viyana’dan İstanbul’ a ertesi gün ulaşan bu hava postası gönderisinde ise posta idaremizin herhengi farklı bir işaretleme yapmadığı görülmektedir

Ekim 1926 tarihli bu hava posta gönderisinde daha büyük harfler ile hazırlanan ikinci tipte “Postes Aeriennes” kaşesi görülmektedir.
Eski  yazımız ile ve almanca ile yazılan el yazısı yönergeler Budapeşte’ye kadar hava postası ile taşınmasını belirtmekte iken zarfın Breslau’dan hava postası ile taşınması sırasında Alman postalarının uyguladığı kaşe görülmektedir.

1926 yılının Mayıs ayı ortalarında ise iki dilde ilk hava postası etiketleri/vinyetleri bastırıldı ve kart, mektup vb. hava postası gönderilerinde kullanılmaya başlandı, etiketlerin 1927 yılında tekrar bastırıldığını görüyoruz, ancak yeni etiketlerde yazıların çevresinde bulunan dikdörtgenin biraz daha geniş ve biraz daha dar olduğu görülmektedir, ayrıca dikdörtgenin köşelerinin tam birleşmemiş olması da iki tip etiketin ayrılmasında faydalı olmaktadır.

Birinci ve ikinci tip hava postası etiketleri/vinyetleri

Prag üzerinden Berlin’e hava postası ile gönderilmiş birinci tip etiketli mektup zarfı.

Almanya’nın Frankfurt şehrine Budapeşte ve Nürnberg üzerinden giden ikinci tip etiketli hava postası mektubu zarfı. Zarf üzerine alman posta idaresi geçiş noktalarında kaşeler uygulamış.

CIDNA

Çeşitli nedenlerden dolayı CFRNA firması 1925 yılı başında adını CIDNA – Compagnie Internationale de Navigation Aérienne olarak değiştirdi, Türkçe olarak önceleri Beynelmilel Havai Seyrüsefer Şirketi adı kullanılmışsa da daha sonra Beynelmilel Nakliyat-ı Havaiye Şirketi adının kullanıldığı görülmektedir. İsim değişikliği nedeni ile kesilen Türkiye uçuşları için 1925 Temmuz ayında ülkemiz tekrar izin vermiştir.

CIDNA şirketinin ülkemizde tanıtılması için bastırılan afiş
1926 yılı Mart ayında CIDNA şirketinin Türkiye uçuşları ve ülkemize uluslararası hava postası taşınması tekrar başlamıştır, ancak Fransa – Türkiye uçuşlarının iki gün sürmesi ve düzenli hale gelen yurt dışı tren seferlerinden zaman olarak önemli bir avantajı olmamasına karşılık pahallı olması nedeni ile filatelistler dışında fazla ilgi çekmediği görülmektedir.
CIDNA şirketinin 1927 yılı tarifesi
ilk gün Bükreş’e gelen uçak ancak sonraki gün İstanbul’a gelebiliyor
Döneminde ülkemizin önemli pul tüccarı Atanas Küçükis tarafından Fransız pul tüccarı Theodhore Champion’a gönderilmiş hava postası zarfı
Prag’da bir tüccarından ülkemizde bir tüccara gönderilen bir hava postası kartı
Havacılık tekniklerindeki gelişmeler sonucunda uçakların daha hızlı hale gelmesi sonrası CIDNA birkaç sene sonra 1930 yılında Fleche d’Orient (Doğu’nun oku) adını verdiği aynı gün Fransa’dan Türkiye’ye ulaşan seferlerine başlayınca hava postalarının gerçek kişisel ve ticari kullanımları başlamıştır. Aynı dönemde CIDNA Irak, Suriye gibi Orta Doğu ülkelerine hava postası taşımak isteğini belirtmiş ve gerekli görülür ise kurulacak ortak bir şirket Orta Doğu ülkelerine hava taşımacılığı yapılabileceği konusunda görüşmeler yapılmıştır. Bayındırlık Bakanlığı içerisinde CIDNA ile ortak olarak “Nakliyat-ı Havaiyye Türk Anonim Şirketi” adı ile ilk olarak İstanbul – Ankara – Konya – Adana – Halep hattında hava taşımacılığı yapılması konusunda çalışmalar yapılmıştır.
CIDNA tarafından hava postalarında kullanılmak için bastırılan özel hava postası etiketleri karnesinin kapak resmi
CIDNA için bastırılan bir vinyet/etiket

TOMTAŞ

1925 yılı Şubat ayında Türk Hava Kurumu’nun kurulmasının ardından havacılık konusundaki çalışmalar hızlı şekilde devam etti, Mayıs ayında Alman Junkers firması ve hükümetimiz arasında Türkiye’de yapılacak havacılık yatırımları konusunda görüşmeler yapıldı. Ülkemiz adına Dışişleri bakanı Tevfik Rüştü Bey (daha sonra Aras)  Junkers adına Hans Sachsenberg arasında yapılan görüşmeler sonunda Eylül ayında Junkers ve Türk Hava Kurumu ortaklığı ile TOMTAŞ – Türk Otomobil ve Motor Türk Anonim Şirketi kuruldu.

Dergi ilanı
Tayyare ve Motor Türk anonim Şirketi
Her maksada hadim tamamen madeni tayyareler
Harb, spor ve münakalat tayyareleri



Eskişehir’de uçak bakım ve onarım tesisleri ile Kayseri’de uçak ve motor yapacak bir fabrika kurulması planlanıyordu. İskenderun limanına gemi ile getirilerek manda arabaları ve deve kervanları ile Kayseri’ye getirilen fabrikanın çelik hangarları, makinaları ve elektrik jeneratörleri Almanya’dan gelen işçi ve ustalar tarafından Kayseri’de kurulurken, Eskişehir atölyeside çalışmaya başladı.

Eskişehir’den bir alman mühendis tarafından gönderilmiş kaşeli zarf
Eski yazımız ile TOMTAŞ Eskişehir İmalathanesi
ve Almanca TOMTASCH tersaneleri Eskişehir yazılı kaşe
Almanya’ya gönderilmiş antetli zarf.
Türkçe Eskişehir – Junkers imalathanesi ve Almanca Junkers Tersanesi Eskişehir yazılı.


Kayseri fabrikasında çelik hangarlar önünde Junkers A20 model avcı uçağı.
İlk parti olarak 10 tane Almanya’dan alınan “sivil” uçaklara Kayseri’de makinalı tüfek montajı yapıldı
Kayseri fabrikası için hazırlanan baskılı zarf
Ankara Genel Müdürlük tarafından Fransa’ya gönderilmiş antetli zarf
Tayyare ve Motor AŞ damgalı kırmızı mum mühür

Çeşitli sorunlar nedeni ile Junkers 1928 yılında TOMTAŞ şirketi ile ilişkisini kesmeye karar verdi, 1928 Mart ayında sözleşme fesih oldu ve Ekim ayında şirket iflas ederek fabrika Hava Kuvvetlerine devir oldu,

Türk Hava Kurumu

Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra ülkemizi çağdaş bir ülke yapmak için pek çok diğer konuda olduğu gibi havacılık alanında da hızlı adımlar atmak gerekiyordu, ancak İstiklal Savaşı sonrası devletin olanakları son derece kısıtlı idi, bu nedenle havacılık konusunda çalışmalar yapmak için 1925 yılı başında Şubat ayında bir sivil toplum kuruluşu olan Türk Hava Kurumu (o dönemdeki adı ile Türk Tayyare Cemiyeti) kuruldu. Dernek kurulduktan sonra vergiden muaf, bir süre sonra ise gümrükten muaf yapıldı.

Türk Hava Kurumunun tüzüğünden bir ayrıntı
(kurulduğu sırada amblem düşünülmüş)

Dernek gelir sağlamak amacı ile yardım (iane) makbuzları bastırdı ve kullandı, bu yardım makbuzlarından bazıları pul şeklinde bastırıldı, bunların sinema ve tiyatro biletlerinde kullanımı zorunlu idi. Yardım makbuzlarının/pullarının postada kullanılması ise başlangıçta zorunlu değildi, ancak pul şeklinde basılanlar postada ve filatelik dökümanlarda kullanılmışlardır.

Yardım (iane) makbuzu
Pul şeklinde yardım makbuzlu filatelik döküman parçası
Gelir sağlanabilmesi için piyango düzenlenmesi yetkisi 1926 yılında Türk Hava Kurumuna verildi, piyango çekilişleri derneğe düzenli bir gelir kaynağı oldu. Derneğin en başarılı kampanyası ise il ve ilçeler arasında başlattığı, yeterli bağışı toplayan il veya ilçe adının bir uçağa verilmesi şeklinde gerçekleştirildi, bu kampanyada ilk ad verilen uçak Adana uçağı oldu.
Piyango bileti
Dernek tarafından çıkarılan havacılık dergisi – Türk Hava Mecmuası

Junkers

Günümüzde ısıtma ürünleri üreten Junkers şirketi mühendis Hugo Junkers tarafından kurulmuştur, daha çok gençken geliştirdiği makinalar ile dikkatleri üzerine çeken Hugo Junkers, ısıtma konularında yaptığı çalışmalar ile kendi fabrikalarını kurarak şirketini büyütmeyi başarmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında havacılık sektörüne ilgi duymaya başlamış ve dönemin bez ve tahtadan oluşan uçakları yerine bir devrim niteliğinde olan tamamen metalden J1 model uçağını 1915 yılında geliştirmiştir.

Hugo Junkers anısına 150. doğum gününde çıkartılan Antiye zarf

Savaş sonrası Almanya’nın savaş gücünü kırmak için getirilen kısıtlamalar nedeni ile yük, yolcu ve posta taşımak amacı ile yine tamamen metal F13 model uçağı geliştirmiştir. Kızının adını verdiği Annalise adlı F13 model uçak 6750 metre yüksekliğe çıkarak döneminin yükseklik rekorunuda kırmıştır. Aynı uçak daha sonra Almanya’ya kaçan İttihat Terraki liderlerinden Enver Paşa ve arkadaşlarını  Berlin’den Turan maceralarına başlayacakları  Moskova’ya götürmek üzere kiralanmıştır.

Havacılık endüstrisine İtilaf devletleri tarafından savaş sonrası getirilen kısıtlamalar nedeni ile üretimini Almanya dışına İsveç ve Bolşevik Rusya’ya kaydıran Hugo Junkers ülkesinde çeşitli ortaklıklar ile yaygın bir hava taşıma ağı kurmayıda başardı.

1925 yılında Junkers bağlantılı hava taşıma ağı

Junkers ile ortak çalışmalar yapan İsviçreli pilot Walter Mittelholzer 1924 sonbaharında Switzerland isimli A20 model Junkers uçağı ile ülkemizden geçerek, Zürih’ten Tahran’a bir uçuş gerçekleştirdi ve Junkers İran havacılık şirketinin kurulmasında öncülük etti.

1924 yılı Mittelholzer İsviçre –  İran uçuşu

Junkers İran şirketinin kuruluşu sonrası, dönemin aerofilatelistleri İran uçuşları için pek çok “ilk uçuş” zarfları yapmışlardır, bu dönemde gerçekleşen bir Ankara Tahran uçuşu içinde Junkers İran ofisi adresli çok sayıda zarf yapıldığı görülmektedir.

Ülkemiz 1924 yılında Junkers şirketinden 10 adet A20 model uçak satın almış, 1925 yılında ise Junkers şirketi ortaklığıyla TOMTAŞ – Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi kurulmuştur.

TOMTAŞ ülkemizde uçak bakım ve üretim tesisleri kurmuştur, ancak  Junkers şirketi 1929 yılında TOMTAŞ’ taki hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılmıştır.

İlk düzenli yurtiçi hava postaları

Türkiye Cumhuriyeti 27 Ağustos 1924 tarihli karar ile Franko-Romen havacılık şirketine  Ankara ile İstanbul arasında hava postası taşıma izni verdikten kısa bir süre sonra, 1924 Eylül ayı başlarında düzenli posta seferleri başladı, Kasım ayı ortalarına kadar uçak seferleri ve hava posta taşımasına devam edildi.

Ankara İstanbul arasında taşınan hava postalarından normal posta ücreti olan beş kuruş dışında ek olarak beş kuruş hava postası ücreti alınıyordu.

İstanbul’dan Ankara’ya gönderilmiş hava postası
Ankara’dan İstanbul’a gönderilmiş hava postası
Franko-Romen şirketinin  Caudron 61 model uçağı Ankara’da bugün Tandoğan meydanı olan alanda
Fransız elçisi General Mougin’e Cumhuriyet kutlamaları sonrası gönderilmiş hava postası
Franko-Romen şirketinin Paris’ten kalkan uçakları Bükreş’e kadar geliyor oradan geri dönüyor ve uluslararası hava potası taşıması gerçekleştiriliyordu. Bükreş’ten kalkan uçaklar ise İstanbul’a indikten sonra Ankara’ya kadar gidiyor ve oradan geri dönerek İstanbul-Ankara ve Ankara-İstanbul hava postası taşımalarını gerçekleştiriyordu.
Dönemin önemli filatelistlerinden Raphael Cohen’e ait hava postası zarfı

Raphael Cohen’e ait zarfta her ne kadar hava postası (poste aerienne) yazılı ise de
gönderi 1924 uçuşları sona erdiği için normal posta ile gitmiş

CFRNA

CFRNA şirketi (Compagnie Franco-Roumaine de Navigation Aérienne – Franko Romen  Hava Seyir ve Sefer Şirketi – dönemindeki Osmanlıca adı ile Franko-Romen Seyr ü Sefer-i Havaiye Kumpanyası)  daha kurulduğu 1920 yılında Osmanlı devleti ile bir protokol imzalamayı başarmış olsa da ülkemize uçabilecek duruma gelmesine daha birkaç yıl vardı.

CFRNA kurulduğu dönemde ilk olarak Paris-Strazburg arasında modifiye edilmiş bir Salmson uçağında savaş sırasında gözlemcinin oturduğu yerde bir miktar posta ve iki yolcusunu yüz yüze rahatsız bir şekilde, yaklaşık üç saat sürede ve yaklaşık 500 kilometre taşıyarak uluslararası seferlerine başladı, kısa bir süre sonra Strazburg’dan Çekoslovakya’nın Prag şehrine seferler düzenlendi.

CFRNA şirketinin posta ve yolcu taşımacılığında kullandığı ilk uçaklar

Bir çek aerofilatelisti tarafından 1920 yılında Prag’dan Paris’e gönderilen hava postası


1924 yılına gelindiğinde ise altı yolcunun rahat bir kabinde seyahat edebildiği Caudron c.61 model uçaklar ile Paris’ten Ankara’ya 3000 kilometrenin üzerinde bir mesafe ile dünyada en uzun mesafeyi uçan ve kıtalarası düzenli seferleri olan ilk hava yolu şirketi haline gelmeyi başarmıştı. 



1922 yılında Aristide Blank tarafından hazırlatılan CFRNA madalyası

Bir çek aerofilatelisti tarafından 26 Haziran 1924 tarihinde
 Prag’dan İstanbul’a gönderilen hava postası

CFRNA şirketi 1924 bahar aylarında gerçekleştirdiği deneme uçuşları sonrasında, ülkemizde havacılığın geliştirilmesi için hazırladığı raporunu 9 Temmuz 1924 tarihinde Junkers’in gerçekleştirdiği Berlin-Ankara uçuşunun hemen ertesinde, 15 Haziran 1924 tarihinde konu ile ilgili kurulan komisyonumuza verdi. 
Bu raporda ülkemizde uçak fabrikası kurmanın uygun olduğunu düşünmediklerini, ancak ülkemizin kıtalararası bağlantılar için son derece uygun olduğu belirtiliyor ve başlangıçta anahat olarak İstanbul-Ankara-Kayseri-Sivas-Erzurum-Doğubeyazıt olmak üzere İzmir-Kütahya-Ankara, Ankara-Samsun-Trabzon, Sivas-Malatya-Diyarbakır ve Konya uçuşlarını gerçekleştirmek için gerekli altyapıyı kurmayı ve bu hatlarda yolcu ve posta taşımak üzere işletmeyi öneriyorlardı. Böylece ilerde gerçekleştirilecek Suriye, Irak ve İran seferleri içinde hazır duruma gelinecekti.
 Ülkemiz havacılığı konusunda CFRNA şirketi tarafından hazırlanan raporun
9 Temmuz 1924 tarihli kapak sayfası 
CFRNA şirketinin 1924 yılında ülkemizde kurmayı önerdiği uçuş ağı,
mavi renk ile gösterilen ana hat


Junkers Berlin-Ankara hava postası

Türkiye’de bir uçak fabrikası ile yolcu, yük ve posta taşıyan bir hava yolu ağı kurmak için ülkemize bir teklifte bulunmayı planlayan Junkers, 1924 yılının Temmuz ayı başında Berlin Ankara arasında yaklaşık 2500 kilometrelik bir uçuş gerçekleştirdi ve bu uçuş sırasında hava postası taşıması yaptı. Bu uçuşu gerçekleştiren Junkers A20 model uçak daha sonra ülkemizde Junkers ortaklığı ile kurulan Tomtaş şirketi tarafından da üretilmiştir. Uçağın pilotu Wilhelm Zimmermann idi, 5 Temmuz 1924 sabahı yola çıkan Zimmermann geceyi Macaristan’ın Budapeşte şehrinde geçirdikten sonra ertesi gün önce İstanbul’a gelmiş, İstanbul’da suya iniş için kullanılan kızaklar çıkarılarak yerine tekerlek takılmış ve uçak Ankara’ya uçuşu tamamlamıştır. Dessau Ankara uçuşu yaklaşık 27 saat sürmüştür.
Bu uçuşa mali destek olması amacı ile özel bir vinyet veya pul bastırıldı ve pullar iki altın alman markı karşılığında satıldı. Alman posta idaresi bu uçuşu resmi bir posta taşıması olarak kabul ettiği için uçuş için özel ilk uçuş damgaları hazırladı, damgalarda “Erster Flug Berlin-Angora, Berlin 5.7.24” ve “First Trip Berlin-Angora, Angora 6.7.24” yazılmıştı. Uçuş sırasında 250 adet civarında posta taşındığı söylenilmektedir.
Berlin Ankara uçuşu için basılan ve iki altın mark ücretle satılan
Junkers F13 model uçak resimli pul/vinyet
Berlin Ankara uçuşu öncesi Junkers A20 model uçak Elbe nehri kıyısında yolculuğa hazırlanıyor.
Sağ taraftaki deri çantalar posta çantaları, sol taraftaki tekerlekler uçağa İstanbul’da takılacak.

Berlin Ankara uçuşunda İstanbul’a gelmiş, hava postası ile taşınan kart.

Berlin Ankara uçuşunda İstanbul’a gelmiş, hava postası ile taşınan zarf.
Berlin Ankara uçuşunda bir aeofilateli kulubünce gönderilmiş, hava postası ile taşınan kart.
Kartın ön yüzünde özel ilk uçuş damgası ” Erster Flug Berlin-Angora, Berlin 5.7.24 ”
altta görebileceğiniz arka yüzünde ise ” First Trip Berlin-Angora, Angora 6.7.24 ”
ve İstanbul varış damgaları bulunuyor. Anlaşıldığı kadarı ile kart Ankara’ya uçakla taşınmamış.

Junkers şirketi tarafından Berlin Ankara uçuşu için özel olarak hazırlanan,
uçuş için bastırılan özel vinyet yapıştırılmış zarf.
Zarfın  ön yüzünde özel ilk uçuş damgası ” Erster Flug Berlin-Angora, Berlin 5.7.24 “
altta görebileceğiniz arka yüzünde ise ” First Trip Berlin-Angora, Angora 6.7.24 ”
ve Ankara varış damgaları bulunuyor.